28 Aralık 2008 Pazar

Kırmızı Enerjinin Özellikleri

Her enerji gibi pozifit ve negatif özellikleri var. Saflaştıkça bunlarda arınacağız tabi.

* Kırmızı ışık cansızlık hissine yol açabiliyor eğer kök çakra bir şekilde tıkalıysa ya da tıkanırsa.
* Depresyon ve yardım edilememe hislerine yol açıyor bu tıkanıklık kırmızı enerjideki.
* Nefret, hayatımızdaki birisi veua birşek için pişmanlık duyuluyor.
* Güvenlik hissinden yoksun hissediliyor.
* Hayatta kalma veya yokluk konuları yaşanıyor.
* Ben merkezcilik, sabırsızlık, tek başına kalmışlık hissi, Dünya Anne'ye topraklanmış olmama.

* Olumlu olarak kırmızı enerjiyi güç ve dürüstlük gerçekçilik için kullanın.
* Düşüncelerde, hareketlerde ve yaptıklarımızda güçlü olmak için.
* Güçlü bir kişisel disiplin için. Bolluğu talep etmek ve tezahür ettirmek için.
* Cesareti geliştirmek için. İrade gücünüzü kendi gerçeğiniizi söylemek için kullanmak ve dürüstlüğünüzde kalmak için.
* En yüksek potansiyelinde yaşamak amacıyla tüm arzularınızı gerçekleştirmeniz için sizi harekete geçmeye teşvik eder

Kırmızı Enerji - Kök Çakra - Aile - İlk Işık

Kırmızı enerjinin yolunda, duygusal cevaplarımızın ve ağrılarımızın temelini bulmak için içe dönme arzusu hissetmeye başlarız.Ego benliğin veya bilinç altı/bilinçsiz kimliklerin tüm özelliklerine bakma arzusu duyarız. Bu bize duygusal inançlarımızı yakından inceleme fırsatını verir, ve duyguların bizi ego arzularımız ve ihtiyaçlarımı aracılığı ile nasıl kontrol ettiğini ve yönettiğini daha iyi anlamamıza olanak tanır. Duygusal yaralarınızı tedavi ettikçe ve duygusal arzularınızı Ruhsal Mavikopyanız ve Kutsal Misyonunuz ile hizladıkça, Yüksek benliğinizin bilgeliğine teslimiyette ve hizalanmada daha rahatlık edersiniz.

Babanın annenin ve eşlerin yansıttığı pozitif ve negatif özelliklerle ilgili, abartılı olarak tekrar edilmiş ta ki sen öğrenene kadar. Eski korkuların ve negatif düşüncelerin değişilk durumlarda ve insanlarla tekrar tekrar karşına çıkıyor mu.

Hayatın sana öğreteceği dersi öğrenebilmen ve bilgelik kazanabilmen için bazı durumlar sürekli tekrar eder, bir kez onlardan bilgeliği öğrendiğinde bu tecrübeleri bir daha yaşamak zorunda kalmazsın. Bu durumlar söyle
* Hayatında seni sürekli kontrol etmeye ve gücünü elinden almaya çalışan insanlar ,
* Kendi güçlerini sana verip onların kontrolünden seni sorumlu tutarak seni kontrol etmeye çalışan insanlar,
* başarısızşıktan korktuğun için bir fırsatı değerlendirmekten veya rahatlık alanından çıkmaktan korkmak,
* Başkalarını, Tanrı'yı, kaderi, hükümeti..vs suçlayarak kendi davranışlarının sorumluluğunu almamak
* Kariyerinde, işlerinde, sanatsal çalışmalarınada veya genel olarak hayatta başarılı olmak için sağlam bir altyapı kuracak işleri yapmakta istekszilik
* Bir durumdan kurtulmak için hastalığı kullanmak ya da ilgi çekmenin tek yolunun hasta olmak olduğunu hissetmek. Buna genellikle niyet edilmez ama çoğunlukla kendini başkalarından fazlaca sorumlu hissedenler için bir yoldur, veya zayıflık göstermekten korkanlar için. Hastlık bizim hassas olmamıza izin verebileceğimiz bir yoldur veya bakıma, besleyici duygulara ihtiyacımız olmasına.

Kendi potensiyelinin en iyisi olmana ve bunu yaşamana engel olan diğer inançlar ve düşünceler neler.

Tüm ağrıları vücudundan atabildin mi yani bu deneyimlerin hiçbiri artık seni rahatsız etmiyor mu?

Kendini ve kendinle iliskili insanları tamamen affettin mi?

Eğer yapmadıysan, yapmaya hazır mısın?

Bırakmak salıvermek değiştirmek veya değişik bir açıdan bakmak istediğin alışkanlıklarının, özelliklerinin dürüstçe bir takdırını yapar mısın?( Bazen sadece eşsiz benliğimizin bir parçası olan özdeşlikleri kabul etmeye ihtiyacımız vardır)

Kuantum Sıçraması Yapıyoruz

Kuantum algılanan ve düşüncelere göre değişebilen atom altı partiküller. Kuantum alanı = düşünceler ile meydana getirilien ve düşüncelerin varlığı ile sürekliliği olan holografik ışık alanı. kişisel, toplumsal, ülkelerin, dünyanın holografik alanları var, güneş sistemlerinin galaksilerin evrenin de.

Kuantum sıçramasının başlangıcında yüksek frekanslı sevgi ışığının dünyaya geldiğini algılıyoruz, bilinç altında tam olarak biliyoruz ve hissediyoruz anlamasak da. Çünkü keşfedilmemiş bir alan. Dünyanın ulaştığı en cennete benzer zaman sayılan Lemurya zamanında bile dünya bu güzelliği görmemiş.

Bu muazzam ışığa ve sevgiye açılabilmek için kendi yapımızı sorguluyoruz, kendi kuantum sıçramamızı yaptığımızda toplumun da yapmasını kolaylaştırmış olacağız. Ruh grupları birbirine destek için bir araya toplanmaya çağrılıyor, arıyoruz ve kendi ruh grubumuza doğru çekiliyoruz veya yeni bir ruh grubunun bize katacakları varsa ruhumuz ve rehberlerimiz bu deneyimi yaşamamızı istiyor. Her adımda birşey bularak, sıkıntı ve bozukluık yaratan birşeyi elemenin yollarını arayarak ve sonra yeni birşey oluşturarak bunu yaşıyoruz. Ne zaman başladığı ve bittiğini bilemeyiz, ama farkındayız ve yaşıyoruz. Yeni ve daha güzel bir yere varacağız, genişlemiş bir yaşam alanı ve lineer düşüncelerden çok müziik resim şiir ve sanatsal değerlerin, yaratıcılığın olduğu ve üç boyutlu dünyanın sınırlarının olmadığı, kısıtlamalar ve yargıların olmadığı, hayal dünyasının gerçek olduğu, başka boyutların realize olduğu bir yer burası.

sevgilerimle

Sevgi Özer
23.11.2008

23 Kasım Ruhsal Amaçlarım Neler, Kuantum Sıçramam Ne İle İlgili

23 kasım pazar günü, ilişkili olduğu kelimeler Güneş Günü(ingilizce sunday'in anlamı), Güneş Gücü, Bilgelik, Aydınlatma, Güneş

Beni destekleyen bir yaşam çizgim olduğunun bilincine vardım. Ruhsal amacımın şifa, gelişim ve dönüşüm olduğunu biliyorum. Bunun içim bir yolda yürümekteyim.

Eski lineer konseptlerle bağlı değilim, benim kuantum sıçramam değeri ve niteliği bozulmuş eski düşünceleri bırakmak ve yeni sonsuz yaratıcı ihtimalleri kucaklamakla ilgili.

Denge ve uyumdayım. Denge ve uyum içinde yaşıyorum. Denge ve uyumu yaratıyorum, denge ve uyum içinde olarak. Ben huzurum.

I AM (ben buyum) ifadeleriyle ve beyanlarıyla yaptığım güçlü ruhsal konuşmaların mavi enerjisi ile, kırmı enerjiyi dengeliyordum ve mor enerjiyi yüksek benliğime bağlanmak ve bir yol inşa etmek için kullanıyordum.

21-22 Kasım Bilinçaltında Mum Yakmak ve Aydınlığa Ulaşmak

21 kasımdaki tecrübelerimde biliçaltımda bir ışık yaktım kutsal zihnin saflığını görebilmek için, bu Başmelek Mikail-Ronna Herman meditasyonlarında kullandığımız yöntemlerden biri ve çok işe yaradığını farkettim o sıra çok karanlık vardı ve kutsal zihnimin saflığına ulaşmak için bir mum yakma imgesini kullanarak bunu gerçekleştirdim. Bunu siz de yapabilirsiniz.

Sonra Birlik için Ruhun kutsal alevinde Teslimiyet ve Serbestleşme duygularını kullandım bunlar hep 5. boyut duyguları ve araçları. Kutsal zihnin ilişkiii olduğu kelimeler ve enerjiler : Gabriel, Ümit, Cuma günü, Mısır'daki Luxor, Sirius gezegeni

Temizleme Arınma ve Denegelemek üzere Beyaz (saf kutsal zihin) Mor ile birlikte titreşen Yeşile dönüşür. Fiziksel mental duygusal eterik bedenlerimize çalışır (eterik aura gibi). Mümkün olduğu kadar uzun süre bu vibrasyonda kalıyorum, bu aynı zamanda affetme şefkat merhamet ve şükür Rezonant Alanımızda da gözüküyor böylelikle. Yani bu alanın olduğu bölgelerde ve aramızdaki alanlarda etkili oluyor.

İçimden öyle yapmaya çekildiğim zaman, sevgi ve şükür duygularımı yüksek kalbimdeli merhamet tapınağuma gönderiyorum. Merhamet tapınağı beni dışarıda serbest bulunan şefkat ve merhamet resonant alanına bağlayan şey.

En sonunda akşam olup sessizlik olduğunda içindeki sakin duran noktaya erişebildim, böylece mümkün olan en yüksek resonans, uyum ve stabilite noktasını bulabildim.

Sıfır noktasının omega noktası olmadığını ve sakin duran nokta da olmadığını anladım. Sıfır noktası daha çok bir alfa noktası, iç bilinç noktası, sezgi, irade gücü, yoksek zihin, zamansızlık, meditasyon.

21 kasımdaki yoğun enerji ayarlaması ve dengelemesinden sonra 22 kasımda şu enerjideydim : Ben kendi enerjilerimin, bilinçli düşüncelerimin, niyetlerimin, hareketlerimin üstadıyım. Ruh Dünya ve Diğer kişiler ile ilişki içindeyim, genişliyorum ve yeniyi yaratıyorum.

Sonunda farkettiim ki en başından beri kalp merkezli bir varlıktım ve hala da öyleyim :) Bunu farketmek bazen çok zor olabiliyor bana da öyle olmuştu.

23 Aralık 2008 Salı

20 Kasım Ben Affetme Duygusuyum-Rezonant Alan Oluşturma Mantrası

20 Kasıma doğru yaptığımız uluslararası meditasyonlar akabinde ortaya çıkan bir rezonant alan oluşturma mantrası. Lütfen ihtiyaç duydukça kullanın ve sevginiz ile insanlık bilinçaltına gönderin. 2,5 ay sürecek yeniden yapılanma dönemindeyiz, çok ihtiyacımız var sevgi ve ışığınızı kullanmanıza :)

"Ben affetme duygusuyum. Değeri ve niteliği bozulmuş ve acıya, acı çekmeye sebep olmuş tüm düşünceleri ve enerjileri affediyorum. Ben Şefkat'im, Ben Merhamet'im ve Şükür'üm. Ben buyum ve mükemmel Tanrı benliğim şimdi burada."

"I am forgiveness.I forgive all misqualified thoughts and energies that caused pain and suffering.I am Compassion, I am Mercy, I am Gratitude.I Am That I Am."

12-19 Kasım Koşulsuz Sevgi, Derin Nefes, Diyafram, Tonlama Çalışmaları

12 kasımda farkettiğim şey koşulsuz sevginin nefes olarak solunabildiği idi...koşulsuz sevgi partikülleri Yaradan (galaktik adı ile Adonai) ışığının özelliklerinin en küçüğe indirgenmiş halidir ve bilinçlidir, kaynağının bilincini taşır....bunu içimizde en derinlere ulaştırmak ve vibrasyonumu bütün gün yüksek seviyede tutmak için kısa tonlama ve derin nefes alma, tüm vücudumla nefes alma egzersizleri yapıyorum...nefesi alırken kısa kesmeyip diyaframı kullanmak ve nefesin durdugu yerden sonra incecik de olsa devam edip karnın içine kadar uzatmak ve karnı şişirmek, sonra verirken de karnı kasarak sonuna kadar vermek başlıca nefes egzersizim. bu sayede toksinleri temizliyorum, Mikail'in öğrettikleri doğrultusunda. İçe konstante olup sadece üç kere çok derin nefesle yapsam bile önemli oranda arınma oluyor ve vibrasyonum zıplıyor adeta :)

Diyafram nefesini sürekli yapabilirsem çok iyi, ama bazen olmuyor o zaman da bu egzersizi sık sık yaparak toksinleri atıyorum, atmaya çalışıyorum. Bunları yazmak bile bugünkü enerjilerde o kadar faydalı geldi ki anlatamam, bilinç altımız her şeyi resmi kabul edip uyguladığı için bazen incelediğimiz ya da kapıldığımız enerjilerde yükselişteki sürekli arınma ihtiyacını gözardı ediyor ve farketmiyoruz ya da müdahale edemiyoruz..

Bunu anlatmaanın başka bir şekli de enerjimizin donmaması.15 kasımda da farkedip yazdığım gibi, ben donmuyorum sabit kalmiyorum demek önemli...çünkü yüksek vibrasyonlarda herşey değişimdir. bu zihin yollarını her enerji değişiminde hemen hatırlamak mümkün olmadığından, zihnimi belli bir yol haritası çizerek ve bunu nefes, tonlama ile tekrar edip ruhuma öğreterek, ruhumun nefes almasını ve giderek özgürleşmesini sağlıyorum. Mikail öğretisi buna ruhsal nefes alma diyor, içe odaklanarak ve niyet ile koşulsuz sevgi nefesini almak, ruhun arınma nefesidir koşulsuz sevgi nefesi.

Yaptığım tonlamaları eskiden sadece üç tonda yapardım OM derdim, aşağıya yazdığım Mikail bilgilerindeki gibi yapmaya başladım sonra, tüm çakraları yukarıdan aşağı açıyor. İçimden geldiği tonda ve her çakrada bir kez veya üç kez yapıyorum, bu alt orta ve üst bedenleri dengeliyor. Her gün ve istediğiniz sıklıkta yapabilirsiniz, aklınıza geldikçe tek tek de yapabilirsiniz.
8. çakra(ruh yıldızı çakrası) OM veya AUM
7. çakra (tepe çakra) İİİİ (iiii)
6. çakra (alın çakrası, 3. göz) EEYY
5. çakra (boğaz çakrası) AAYY
4. çakra (kalp çakrası) AAAH
3. çakra (solar plexus) OOOH
2. çakra (karın çakrası) UUUU
1. çakra (kök çakrası) IIIH

Bir süre sonra omega ışığının güzelliğine hayranlık duyduğumu hissediyorum ve omega noktasını yakalamaya başlıyorum. Omega noktasına odaklanmak kuantum sıçraması yaptırabilen birşey. Omega noktası bilinçsizlik/bilinçaltı, benlik, ruh ve canın kesiştiği ortak bir nokta. Omega noktası Mükemmel Birlik noktası. Kişisel, Gezegensel, Galaktik omega noktaları var. Aydınlanma halinde veya onun dışında da yaşanabilir. Mesih bilnci halinde zihin aynı zamanda omega noktasındadır.

Sadece anın neşesi ile eğlenebilir haldeydim yani anın durgunluğunda kalabilme ve anın içindeki neşe ile eğlenceyi yaşayabilme durumundaydım ertesi gün 19 kasımda . Sonra farkına vardıklarım kutsal kalbime odaklanmayı öğrendiğim ve duygusal kalp frekansını tonlama ve salınım ile artırabildiğimdi. Kutsal kalbimiz ruhumuzun tapınağı ve yaradılışımızdan beri var. Kutsal zihin ve Kutsal kalbin birleşimi önemli tabi birşeyi tezahür ettirmek için, bunun yöntemlerini de öğreniyoruz ve yaşıyoruz değil mi :)

22 Aralık 2008 Pazartesi

10 Kasım Denge ve Uyum ile Çakralarda Daha Çok IşıkTaşımak

10 Kasımda Denge ve Uyum içinde olmanın çakralarda daha çok ışık taşımak için öneminin bir kez daha farkına vardım. Fiziksel bedenimizin 7 çakrasını temizledikçe ve dengeledikçe ve Işık bedeni yeniden yapılandırma sürecinde geçişe başladıkça, Mesih Işığı çakra sistemimize akmaya başlar ve dört bedenimize (4 beden sistemi : duygusal, zihinsel, eterik, fiziksel bedenler) ve bunun sonucu olarak kendimizde bulunan birçok geçmiş yaşam süreleri boyunca taşıdığımuz negatif düşünceleri ve enerjileri serbest bırakma, arındırma sürecini hızlandırabiliriz. Böylece daha uyumlu ve dengeli oldukça, çakra sistemimizde ve blincimizde daha yüksek ışık taşıyabiliriz. Çünkü bu düşünce formlarını temizlediğimizde daha çok kutsal ışık maddesini absorbe edebiliriz.

Ve mucizevi olarak 8. Çakradaki ruh yıldızımız yani yüksek galaktik bilince olan köprümüz ya da aydınlanmaya olan gökküşağı köprümüz gelişmeye başlar, ya da ona erişebiliriz diyelim. Bunlar Başmelek Mikail-Ronna Herman’ın kullandığı terimler.

9 Kasım Altın Küre Meditasyonu ve Enerjileri

Arkadaşlar 9 kasımda ikisini bir eden ve birliği sağlayan Altın Enerji ile Altın Küre meditasyonu yaparak, kalp ve zihin birleşiminde çalışmaya başladım. Bilinç altı Bilinç ve Bilinç üstünü birleştiren bir şekilde bu enerjiler ilerledi. Topraklama ve kendimi Gaia anne ile birleştirme yaparak enerji çalışmalarımın bu kısmı bitti.

Altın küre meditasyonunu yapmak için önce kendimi kalpte odaklıyorum ve solar plexus’tan başımın biraz üstüne ve omuzlarımın biraz dışına kadar uzanan bir altın balonun beni sardığını imgeliyorum. Sonra medulla oblogata (beyincik) e odaklanıyorum burası gönderdiği sinir impuls’larıyla bedeni kontrol eden bölge. Sonra başımın içinde bir altın küre imgeliyorum ve bunun içine bilnçaltımı ve bilincimi davet ediyorum. Sonra dikkatimi kök çakrama gönderiyorum ve o da bu küreye katılıyor. Sonra ikinci üçüncü dördüncü beşinci altıncı yedinci çakraların sırayla bu kalp/zihin birleşik bilincideki Altın Küre’ye katılmalarını seyrediyorum. Daha gerçek gözükmesini isterseniz her çakraya bir renk verebilirsiniz. Sonra birkaç derin nefes alırken bakıyorum ki beynimin icindeki bu küredeki enerjiyi hissetmenin ötesinde onun üçüncü gözüme kalp merkezime ve solar plexus’uma da yayıldğını hissediyorum. Sonra duygusal bedenimin ve zekamın da buraya katılmasını istiyorum. Bu onların uzun süredir beklediği birşeydi zaten. Birkaç derin nefes daha alıyorum ve Yüksek Benliğimden bana katılmasını istiyorum, gerçekten de başımdaki hislerde bir değişiklik oluyor sadece izleyebilirsiniz de.

Solar plexus’tan başımın biraz üzerindeki yere kadar uzanan birleşik, parıldayan bir güç alanı gibi gözüküyor şimdi bu alan. Birkaç nefes alıp alıştıktan sonra Mesih Bilincimden (Yüksek Bilincim) ve I Am (içimdeki Tanrı) varlığımdan bana kürenin içinde katılmalarını istiyorum. İç varlığınızın size bu işlemde ne kadar ileri gidebilieceğinizi söylemesine izin verin veya yüksek bilinç seviyelerini birleştirmek için biraz daha beklemeniz mi gerektiğini. Eğer kalbinizin arzusu kendinizin çoklu parçaları ile birleşmek ise yanlış bir yol bulunmadığından korkmanıza gerek yoktur, bunlar sizin çünkü.

Bu aşamadan sonra bilincinizi altın ışık küresine odakladıkça özelliklerinizin-parçalarınızın birinden diğerine geçiş yaptığınızı göreceksiniz, siz her bir fasetinize odaklandıkça. Ayrıca kök çakranıza odaklanınca orada bir duyunun tetiklendiğini gözlemleyeceksiniz, tabi diğer tüm çakralarınız ve fasetlerinizde de. Sanki parçalarınıza bölünüyormuşsunuz gibi gelebilir ama aslında birleşiyorsunuz. Bunu yaptığınız her seferinde ışık bilincinin dönüştürücü enerjilerini fiziksel aracınızın her bölgesine getiriyorsunuz ve ışık bedeninizi inşa etmeyi de hızlandırmış oluyorsunuz.

Bir alana bir özelliğe odaklandıktan sonra zihninize “merkeze dön” diyerek bilincinizin altın küreye dönüşünü seyredebilirsiniz. Altın küre hem beyin hem kalpte ışıldıyor gibi oluyor zaten şimdi. Yapılandırılmamış dağınık bir düşümce içinde gezmeye başlarsa zihninize “merkeze dön”deyin bu cok ise yariyor ben cok kullandim bu surecte. Eğer bir durum üzerine meditasyon yapar (veya hafif meditatif bir hal) ve çözüm bulamazsanız kendinizi altın ışık küresinin merkezine koyup “sonraki düşüncem bana içgörü getirecek” diyebilirsiniz. Bir beklenti hissettiğinizde merkeze dönün ve ne olduğunu seyredin sadece. İstediğiniz içgörüyü hemen alamayabilirsiniz ama bilin ki Tanrı Zihninizin enerjisine ulaşmış olacaksınız ve İçinizdeki Tanrı’nın (I Am presence) bilgeliğini alabileceksiniz ve bu dalgalar halinde genişleyecek.

Bu çalışmalar kısmen veya tam olarak bittiğinde, kendi isteğinize ve içsel rehberliğinize göre tabi, kendinizi topraklayabilirsiniz ve Gaia annenin merkezindeki kristale ya da kalbine enerjileri çapalayarak birleştirebilirsiniz. Kalpten enerjinizi dünyaynın kalbine-merkezine göndrerek yapılıyor ya da bacaklarınızdan uzayan toprağın içine giren kökler imgeleyerek, onlar da en sonunda merkeze/kalbe varıyorlar tabi.